ADALETİN TERAZİSİNDE TARTILMAYANLAR

ADALETİN TERAZİSİNDE TARTILMAYANLAR

Av. Nurten Çağlar Yakış, YAYED YK Üyesi

Büyük depremin üzerinden henüz üç ay geçmiş… Avukat arkadaşım Berna Çelik  ile birlikte Adıyaman havaalanındayız. Gelen taksi bizi yapı denetimcilerle buluşacağımız adrese götürecek. Vekili olduğum Yapı Denetim Kuruluşları Birliği’nin üyeleri ile görüşeceğiz. Konuşup tartışacağımız çok şey var,  kafamda bunları toparlamaya çalışıyorum.

Havaalanı ile kent arasında epey mesafe var. Bu mesafenin bittiği yerde caddeler, sokaklar sanki az önce bir bombardımana uğramışlar ve insanlar henüz sığınaklardan çıkmamışlar gibi harap ve ıssız. Biraz önce korkunun tüm sesleri burada yankılanmış gibi….

Gideceğimiz yere varıyoruz. Konuşmanın bir şeyler söylemenin yersiz olduğunu anlatan yüz ifadeleri ve bakışlarla karşılıyorlar bizi. Susarak anlaşıyoruz.

Görevli bir savcıya ulaşmamız gerek. Önce Başsavcıyı arıyorum, şehir dışında olduğunu söylüyor. Telefonla başka kimseye de ulaşamıyorum. Neyse, nasıl olsa avukatız, mutlaka konuşacak bir savcı buluruz diyerek adliyenin yolunu tutuyoruz. 

Otuz yıllık avukatım ve ben ilk defa Adliyede muhatap olabileceğim bir savcıya ulaşamıyorum. Onca yolu tepip gelmişiz, kimseyle görüşemeden yüz geri Adliye kapısından dönüyoruz. Molozların ortasında Adliye ve güvenlik şeritleriyle çevrili savcılık katı!

 “Deprem suçluları” şimdiden belirlenmiş sanki ve lanetlenmişler. Burada “adalet terazisine” çıkacaklar ve koca bir kent nihayet suçlular cezasını buldu diye huzura kavuşacak, öyle mi?

Aradan bir yılı aşkın biz zaman geçiyor ve bu kez, Malatya’ya doğduğum şehre doğru yoldayım.  Daha önce gidemedim bir türlü, göreceklerimden korktum belli ki.  Kentte Valilik, Belediye, Adliye binaları yok artık barakalara taşınmışlar. Merkezi ve yerel yönetim aynı kaderi paylaşıp birlikte çökmüş.  Malatya’daki yaşamımda üç ayrı evde kalmıştık, hiç birini bulamadım.  Baba evimin enkazı kaldırılmış, şimdi boş arsa. Yaşamımın bir bölümüne tanıklık eden mekanlar bir iz bırakmadan silinip gitmişler. Koca kentin sakinleri bütün bir geçmişlerini asbest kokan enkazlara ya da boş arsalara terk ederek sahne gerisine çekilmişler.

Yalnızca Malatya ve Adıyaman mı, tam 10 kent, aynı kaderi paylaştı. Hatay’dan bir arkadaşım “kapısını çalacağım bir komşum bile kalmadı” diyecekti.

Acımız büyük gerçekten. İlk şok atlatıldıktan sonra, öncelikle yaptığımız öfkeyle suçlu arayışına girişmek. İlk yakasına yapıştıklarımız da en fazla göz önünde olan, elimizin en kolay ulaşacağı sorumluları bulmak. Proje müellifi, şantiye şefi, fenni mesul ve yapı denetim mühendisleri… Piramidin en alt basamağındakiler yani.

Kuşkusuz, herkes sorumluluğu ölçüsünde hesap vermelidir ama piramidin alt katmanlarına odaklanırken genellikle asli suçlular, piramidin tepesindekiler gözden kayboluyor. Adeta sırra kadem basıyor.

Kimse imardan sorumlu olanları aramıyor. Kimse İmar Kanunu’na aykırı inşa edilmiş yapılara imar affı/yapı kayıt belgesi verenleri suçlamıyor. Müteahhitlerin finanse ettiği siyasetçileri sorgulamıyor. Yasa, yönetmelik, tebliğ vb. sayısız ne dediği anlaşılmayan mevzuatlardan ve bunların hazırlayıcılarından başlayan zincire kusur atfetmiyor.

Oysa, yer seçiminden planlamaya, yapı sürecinin tüm aşamalarına kadar zincir rantla örülmüş ve bu zincir felaketlere rağmen bir türlü kopmamakta.

Çünkü, rantı azamileştirme arzusu diğer bütün duygu ve düşüncelere, kaygılara, bireysel-toplumsal sorumluluklara, ahlaka ağır basıyor. Rantı kutsal addeden, her şeyin üstüne koyan,  ona engel çıkaracak, sınırlama getirecek ne varsa-bunlar toplum yararına olsalar bile- değersizleştirip gözden düşüren bu marazi anlayış  hakim hale geldikçe yaşadığımız felaketler de katmerleniyor ne yazık ki.

Her şeyden önce, bu anlayışı sorgulamamız gerekiyor. Hem de iktisadi,  politik, kültürel bütün boyutlarıyla…

adiyaman-2023-1-768x1024 ADALETİN TERAZİSİNDE TARTILMAYANLAR

Adıyaman, 2023 Nurten Çağlar Yakış’ın Arşivinden

adiyaman-2-2023-1-768x1024 ADALETİN TERAZİSİNDE TARTILMAYANLAR
adiyaman-3-2023-1-768x1024 ADALETİN TERAZİSİNDE TARTILMAYANLAR

Yorum gönder